Çanakkale’nin verimli topraklarında, zeytin ağaçlarının rüzgârla salınan dalları ve Ege esintisinin melodik fısıltıları arasında Troya Antik Kenti, mitlerle tarihin buluştuğu görkemli bir miras olarak yükselir. Homeros’un İlyada destanıyla efsaneleşen bu kadim şehir, zeytinyağının yalnızca sofraları değil, Akdeniz kültürünü de aydınlatan kutsal değerini hatırlatır.

Troas Bölgesi, Hisarlık Höyüğü’ndeki kazılarda bulunan zarif amphoralar, bereketli zeytin çekirdekleri ve antik ezme taşları, Troya halkının zeytin yetiştiriciliğine ve yağ çıkarma geleneğine verdiği önemi kanıtlar. O dönemlerde zeytinyağı, hem sofralara lezzet katan hem de tapınakları aydınlatan kutsal bir armağan ve Akdeniz zeytinyağı ticaret rotalarının sessiz elçisi olarak değer görmüştür.

Günümüzde ise Çanakkale’nin organik zeytinlikleri ve butik zeytinyağı üretimi, bu efsanevi mirası yaşatmaya devam eder. Özellikle, Ayvacık İlçesi Gülpınar beldesi, binlerce yıldır, zeytinin ve zeytinyağının bereketini taşıyan eşsiz bir hazinedir; zeytin dallarının rüzgârdaki salınışlarıyla Troya Antik Kenti’nin zeytinyağı kültürünü ve Troas’ın bereketini ve de binlerce yıllık tarihini bugüne fısıldar. Gülpınar Zeytinyağı, damaklarda unutulmaz bir tat bırakır.

Gülpınar zeytinleri, yumuşak aromalı ve altın sarısı tonlardaki organik zeytinyağları üretimiyle tanınır; bu ürünler, geleneksel taş baskı yöntemleriyle işlenerek hem lezzet hem de besin değeri açısından üstün kaliteye ulaşır. Tarih boyunca Troya Antik Kenti ve antik Apollon Smintheion Kutsal Alanı‘nın gölgesinde büyüyen bu zeytinlikler, bölgenin turizm ve tarım ekonomisinin temel taşlarından birini oluşturur, ziyaretçilere zeytinyağlı ot yemekleri ve taze zeytin hasadıyla unutulmaz bir deneyim sunar.

Troas’a adım atan her gezgin, sadece zeytinliklerin huzurunu değil, Troya Antik Kenti’nin efsanevi atmosferini de solur. Bu topraklar, zeytinin barış ve bereketi simgeleyen altın rengi özünü, geçmişten bugüne sessizce taşımaya devam eder.